Günümüzde çocukların ekranla tanışma yaşı giderek düşüyor. 9 yaşında tablet, akıllı telefon veya bilgisayarlarla tanışan çocukların sayısı alarm verici bir hızla artmakta. Ancak, erken yaşlarda başlayan bu ekran serüveni, ilerleyen yıllarda ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Son yapılan araştırmalar, 9 yaşında ekranla buluşan çocukların, 13 yaşlarına geldiklerinde depresyon ve kaygı bozukluğu gibi psikolojik sorunlarla yüzleşme olasılığının artabileceğini gösteriyor. Peki, çocukların ekran kullanımı ve ruh sağlıkları arasındaki bu ilişki nedir? Hangi faktörler bu olumsuz etkilere neden oluyor? İşte ekran bağımlılığı ve çocuk psikolojisi üzerine detaylı bir analiz.
Bilim insanları, erken yaşta ekran kullanımı ile ilgili çeşitli araştırmalar yaparak, bu durumun uzun vadeli etkilerini incelemekte. 9 yaşında ekranla tanışan çocukların, sosyal etkileşim becerilerinin zayıflaması, duygusal durumlarının olumsuz etkilenmesi ve fiziksel sağlıklarının bozulması gibi birçok problemin yaşanabileceği vurgulanmakta. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması, çocukların kaygı ve yalnızlık hissetmelerine sebep olabiliyor. Diğer çocuklarla yüz yüze etkileşimlerde azalma meydana geldiğinde, empati kurma becerileri de zayıflıyor. Uzun süre ekran başında kalmak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) riskini artırıyor. Çocuklar, ekran karşısında geçirdikleri süre boyunca, gerçek dünyadan uzaklaşarak sanal ortamlara dalıyor ve bu durum onların zihinsel gelişimlerini olumsuz etkiliyor.
Aileler, çocuklarını ekran bağımlılığından korumak ve sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamak için kritik bir rol oynamaktadır. Çocukların ekran süresini sınırlandırmak, sosyal aktiviteleri teşvik etmek ve yüz yüze iletişimi ön planda tutmak, onların ruh sağlıklarını olumlu yönde etkileyebilir. Ayrıca, ailelerin çocuklarıyla ekran içeriği hakkında açık bir diyalog kurmaları, onları ekran kullanımı konusunda bilinçlendirmeleri gerekir. Sosyal medyada karşılarına çıkan olumsuz içerikler ya da zorbalık gibi durumlarla ilgili onları bilgilendirmek ve desteklemek de önemli. Çocuklar, yalnız hissettikleri anlarda ailelerinin desteğini hissettiklerinde, ruhsal olarak daha sağlam durabilirler.
Sonuç olarak, erken yaşta ekranla tanışmak, çocukların ruh ve beden sağlığını tehdit eden bir faktördür. Ailelerin bu konuda bilinçlenmesi ve çocukların ekran sürelerini kontrol altında tutabilmeleri, daha sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmek açısından büyük önem taşımaktadır. Uzmanlar, 13 yaşına yaklaşıldığında karşılaşılabilecek depresyon belirtilerinin, bu süreçteki sağlıksız ekran alışkanlıklarıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda, ekran kullanımının sınırlandırılması, sosyal etkileşimlerin artırılması ve sağlıklı alışkanlıkların geliştirilmesi, çocukların gelecekte daha sağlıklı bireyler olmalarına katkıda bulunacaktır.